boynuna kalınca bir ip geçirilmiş sokak köpeği gibiyim şu an. havanın kasvetini vücudumun tüm noktasında hissedebiliyorum. yağmur yağıyor bir yerlerde ve o yağmur damlaları hayatımı ıslatıyor. akciğerimi her kabarttığımda, oksijen sarhoşu gibi gidip geliyor kafam ama nefes alamıyorum
ıslandım ama kirlerim akmadı.hayatın yağı, tozu, kiri bulaşmış üzerime ama çıkmadı. yine bir şerefsiz gibi planlar kuruyorum kuytu köşelerde, yine sinsi planlardan güç alarak tutunmaya çalışıyorum hayata, it olmak, it gibi davranmak hepsini tek tek uygulamak istiyorum, kendine güvenini kaybetmiş, aylardır üzerindekileri değiştirmemiş rezil, pis ve sarhoş bir şarapçı gibi.
ruhumdaki son kasılmalar kurtarıyor beni bu şerefsizliğin pençesinden. götümün deliğine kadar ıslandım belki ama yinede onurlu kaldım galiba. ondan bile emin değilim şu kafamla.
boynuma atılan, hayatıma atılan o düğümün arasına kıllarım karışmış, her kafamı doğrultmaya çalıştığımda canım yanıyor, göremiyorum gökyüzünü. biraz onurlu ama yine de mahkumum artık.
açım... yorgunum, dayanacak gücüm kalmamışken son bir hamleyle çimlere uzanıyorum. korkuyorum. uzaktan bir çift bisikletli geliyor, hayal meyal hatırlıyorum. tam her şeyden vaz geçmişken o dört el, o tanımadığım dört el çözüyor imleğimi. özgürleştiriyorlar. başkasının elinden kazanıyorum yine başkasının eliyle kaybettiğim özgürlüğümü. pedal vuruyorlar benden uzağa. semerinden kurtulmuş bir at gibi şahlanıyorum, koşuyorum arkalarından. rüzgarın her halini suratımda, bedenimde hissediyorum. koşuyorum, kendi kendimi kurtarıyorum şu lanet hayattan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder